Yeşil Ekonomi ve Çevresel Adalet Üzerine

BU+ Etkinlikleri kapsamında düzenlenen Mezunlarla Açık Ders: Ekonominin Halleri konuşmalar dizisi 21 Mart 2019 Perşembe günü yeşil ekonomiyi tartışmak üzere gerçekleştirildi. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Begüm Özkaynak’ın "Yeşil Ekonomi’de Neredeyiz?” başlıklı sunumunda, Özkaynak’ın dünyada ve Türkiye’de tarihsel gelişimi içerisinde sürdürülebilir kalkınmanın geldiği yeri aktarmasının ardından yeşil ekonominin geleceği tartışıldı.

Mezunları yeniden kampüse çağırmak amacıyla gerçekleştirilen Mezunlarla Açık Ders: Ekonominin Halleri konuşmaları, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Begüm Özkaynak’ın “Yeşil Ekonomide Neredeyiz?” başlıklı sunumunu mezunlarla buluşturdu. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden 1997 yılında mezun olan Özkaynak, ekolojik ekonomi alanındaki doktora derecesini 2005 yılında Autonomous University of Barcelona’dan aldı. 2005 yılından beri Boğaziçi Üniversitesi’nde ders vermeye devam eden Prof. Dr. Begüm Özkaynak’ın çalışma alanları arasında sürdürülebilir kalkınma, ekolojik ekonomi, kentsel sürdürülebilirlik, çevresel politika ve yönetişim ve politik ekoloji gibi konular yer alıyor.

İklim değişikliğinin etkilerinin giderek daha çok hissedilmeye başlandığı ve çevresel adalet söyleminin yükseldiği son günlerde, sürdürülebilir kalkınmaya dayalı bir ekonomi modeli oluşturmak daha önemli hale geliyor. Yeşil ekonomi ve çevresel adalet söylemi kavramlarının tarihsel gelişimini aktararak sunumuna başlayan Prof. Dr. Begüm Özkaynak, 1970’li yılların başında büyümenin çevre etkilerinin görülmeye başlanmasıyla 1972 yılında düzenlenen Birleşmiş Milletler İnsani Çevre Konferansı’nda ilk defa gelecekte gezegenini sınırlarının aşılacağına vurgu yapıldığını ve sıfır büyüme mesajı verildiğini ifade etti. Bu mesaja rağmen 1980’li yıllarda büyümenin çevre sorunlarına bir çözüm olarak görülmeye devam edildiğini aktaran Özkaynak, ancak 2000’li yıllara sonrasında çevre sürdürülebilirliğinin insan odaklı bir çerçeveden arındırılarak ayrı bir başlık olarak ele alınmaya başlandığını ifade ettik.

Ekolojik modernizasyon gerçekleştirilebilir mi?

Prof. Dr. Begüm Özkaynak, yeşil ekonominin yerini tartışırken yüzleşilmesi gereken iki zorlu görev olduğunu vurguladı: “Hem insanı gelişmişlik seviyesinde yoksul ülkeleri belirli bir seviyeye taşımak hem de ekolojik ayak izi sınırları içinde kalabilmek gerekiyor, temel tartışma bu iki görev üzerinden ekolojik modernizasyonun mümkün olup olmadığı üzerinden yürüyor.” İnsani gelişimin sürdürülmesinin ve gayri safi yurtiçi hasılanın büyümeye devam etmesinin daha az kaynak kullanımıyla gerçekleştirilebilir olup olmadığı tartışmasının güncelliğini koruduğunu ifade eden Prof. Dr. Özkaynak, ampirik verilerin teknolojik gelişmelerin kaynak verimliliğinin artırsa da toplam kaynak kullanımının azalmadığını gösterdiğini belirtti. Özkaynak ayrıca, sürdürülebilir yeni enerji kaynakları bulunsa da sürdürülebilirliği düşük mevcut kaynakların kullanılmaya devam edildiğini vurguladı.

Yeşil ekonominin bugün karşılaştığı en önemli sorunlardan birinin sosyal adaletle ilişki kurma biçimi olduğunu dile getiren Prof. Dr. Begüm Özkaynak, çevre tahribatındaki eşitsizlikler tartışılırken ekolojik borç kavramına dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Sanayileşmiş ülkelerin üretim uygulamalarıyla az gelişmiş ülkelerdeki kaynakları kullanması ve karbon emisyonunun adaletsiz dağılımı şeklinde ifade edilebilecek ekolojik borç kavramı, Özkaynak’ın belirttiği üzere Güney ülkelerinin söylemiyle daha çok üzerinde durulması gereken bir tartışma haline geliyor.

Sunumunda Türkiye’nin yeşil ekonomide nerede olduğu tartışmasına da yer veren Prof. Dr. Begüm Özkaynak, Türkiye’deki sera gazı emisyonlarının hızla arttığını ve bu artışın en fazla enerji sektöründen kaynakladığını gösterdi. Türkiye’nin enerji verimliliği açısından OECD ülkelerinin ortalamasının altında olduğunu da paylaşan Özkaynak, enerji kaynağı olarak hala kömüre yatırım yapılmaya devam edilmesinin önemli bir sorun olduğunu vurguladı. Özkaynak sunumunu “En önemli sorunlardan biri yeni yapılacak enerji yatırımlarını yenilenebilir enerjiye kaydırabilmek,” ifadeleriyle tamamladı.

Haber: Gizem Seher / Kurumsal İletişim Ofisi